Page 212 - 9. SINIF PARAGRAF SORU BANKASI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 212

TEST 5


          6.   (I) Bir şiir antolojisi hazırlamak, dıştan bakılınca ne ka-  9.   Aşağıdaki parçalardan hangisi farklı bir kişi ağzıyla-
              dar öznel görünürse görünsün, temelde yansızlık ilkesi-  anlatılmıştır?
              nin, nesnelliğin ölçüt olarak alınması gereken bir türdür.
              (II) “Benim şairlerim” ya da “bizim seçtiklerimiz” gibi çok   A)  Aynanın  önünden  çekilip  yavaş  adımlarla  kapıya
              özel bir ad taşımadıkça bir antolojiden beklenen, onun   doğru yürüdü. Hava hem açık hem bulutlu idi. Kurt
              nesnelliğidir . (III) Antolojinin adı, içeriği, şair ve şiir se-  Hoca’nın bahçesinde horozlar ötüyordu. Öğle yak-
              çiminde gösterilecek titizlik antolojinin bütününe yansı-  laştığı  hâlde  ortalıkta  sanki  yeni  sabah  oluyormuş
              yacak ve değerini ortaya koyacaktır. (IV) Antoloji hazır-  gibi tatlı bir hâl vardı.
              layanlar seçimlerinde geniş bir özgürlüğe sahip değildir,   B)  Ayşe  hayallere  dalmış,  bir  heykel  gibi  hiç  kıpırda-
              öznelliği  bir  kenara  bırakıp  yansız  seçim  yapmalıdır.   madan duruyordu. Fakat birdenbire yüreği atmaya
              (V) Hazırlayıcının anlayışı beğenisi ne olursa olsun seçim   başladı. Sarardı, nefesi tutuluyordu. Başını ellerinin
              yaparken tarafsız olmalıdır.                       arasına aldı. Ömründe bu kadar yakın bir eleğimsağ-
                                                                 ma (gökkuşağı) görmemişti.
              Yukarıdaki  numaralanmış  cümlelerden  hangisi  dü-  C)  Merdivenlerden indi, bahçeyi geçti, deli gibi koşma-
               EDİTÖR YAYINLARI
              şüncenin akışını bozmaktadır?                      ya başladı. Kestirme gitmek için hendeklerden atla-
                                                                 dı, fundalıklara daldı. Yağmur hep yağıyordu. Koştu,
              A) I     B) II    C) III    D) IV      E) V        koştu, koştu. Çalılıklara etekleri takılıyordu.
                                                              D)  Her tarafı sıcak bir güneş aydınlatıyordu. Çok susa-
                                                                 mıştı, eve girer girmez kana kana su içti. Yukarı çıkıp
                                                                 kilitli  sandığı  kırdı  ve  ağabeyinin  bayramlıklarını  çı-
                                                                 kardı, giydi. Ama bayramlıklar ona dar gelmişti.
          7.   -  -  -  -  Lafı  dolandırmadan  anlatabileni.  Öyküde  olsun,   E)  Palmiyelerin  çevrelediği  bir  adada,  çılgın  akan  bir
              denemede olsun, kitapçı tezgâhında karıştırdığım kitap-  şelalenin dibindeydim. Üç kitap, üç defter, üç kalem
              larda ilk dikkat ettiğim şey ne kadar kısa olduğudur. Ne   almıştım yanıma. Bahçeli günler yaşıyordum. Şeker-
              kadar kısaysa sanki kandırılması o kadar az olur; ne ka-  parenin tadında, elmanın gölgesinde, şeftalinin ren-
              dar kısaysa hedefine isabeti o kadar fazla olur, diye dü-  ginde geçiyordu günlerim.
              şünüyorum. Ne kadar kısaysa yazarın ustalığını o kadar
              ortaya koyar.
              Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı-
              dakilerden hangisi getirilebilir?
              A)  Yazının kısa olmasını seviyorum.
              B)  Kısa yazı yazmak ustalık işidir.
              C)  En çok tercih edilen eserler kısa yazılanlardır.
              D)  Kısa öyküler en çok tercih edilen öykülerdir.
              E)  Kandırılma olasılığımız az olur kısa yazılarda.

                                                          10.  Yapılan iş ister maddi ister manevi olsun, onu yapanın
                                                              zekâsını,  ruh  hâlini,  tavır  ve  hareketini  kendi  nizamına
                                                              uydurur.  Bir  duvar  ustası  sadece  duvar  yapmakla  kal-
                                                              maz, kendi adalelerini de geliştirir. Dikkat ederseniz ağır
                                                              işlerde çalışanların vücutları ekseriya güzeldir. Bunun se-
          8.   Bu dünyada her insanın yapabileceği bir şey vardır. Yeter   bebi, muntazam çalışmanın vücuttaki yağları eritmesidir.
              ki o bir şey yapmayı arzu etsin. Hiçbir şey yapamayan   Buna karşılık tembel bir insan, yediği gıdaları hazmede-
              tembel bir kraldan, sabahtan akşama kadar sırtında yük   mediği için çirkinleşir. Okunan bir kitap, bilhassa zor ise
              taşıyan bir hamal veya tarlasını süren bir köylü çok daha   insanın dimağını tarla gibi sürer. Bir musiki, bir resim, bir
              değerlidir. Çünkü o yediği ekmeği hak etmiş, faydalı bir   mimari eseri de bizim duygu ve düşüncelerimizi kendi
              iş yapmıştır. Şüphesiz tebaasını mesut eden, koruyan bir   nizam ve ahenklerine göre ayarlar.
              kral da değerli bir insandır. Fakat onu değerli kılan kral
              olması değil, memleketi ve milleti için çalışmasıdır.   Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
                                                              hangisi söylenemez?
              Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
              başvurulmuştur?                                 A)  Neden-sonuç ilişkisi vardır.
                                                              B)  Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
              A) Öykülemeye               B) Karşılaştırmaya  C)  Kesinlik bildiren yargılara yer verilmiştir.
              C) Benzetmeye               D) Kişileştirmeye
                            E) Betimlemeye                    D)  Betimlemeye başvurulmuştur.
                                                              E)  Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur.

                                                        212
   207   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217