Page 298 - 6. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 298
298
6. Can Yoldaşım Günlüğüm, 7. Ne şairane mevsimdi eskiden sonbahar
Bütün gün düşündüm. Bir ete, kemiğe, ruha sahip Bahçeleri talan eden bir deli rüzgârdı
olmayabilirsin. Ancak benim için herkesten daha Kırılan dal, düşen yaprak, şaşkın uçan kuşlar
canlı ve hatta daha insansın. Kimseye anlatama- Eskiden sonbaharın bir güzelliği vardı.
dıklarımı paylaştığım bir arkadaşsın. Benim için
ne kadar kıymetli olduğunu ve bu kıymetin hiç Bu dörtlükle ilgili, aşağıdakilerden hangisi
eksilmeyeceğini söylemek isterim. Kendine çok söylenemez?
iyi bak. Çünkü sen bana çok iyi geliyorsun. Her A) Sonbahar, sevgiliye benzetilmiştir.
sayfanı sevgiyle koklarım.
B) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
Bu metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
C) Dize sonlarında ses benzerlikleri vardır.
A) Tiyatro B) Gezi yazısı
D) Niteleyici ifadeler yer verilmiştir.
C) Mektup D) Anı
EDİTÖR YAYINLARI
Beceri Temelli
8.
1 ve 2. metinlerin ortak yönleri: 2. metnin 1. metinden farkları:
• Benzetme - Samimi bir dil • Konu - Tür - Kişileştirme
1. Metin
Bazen insanın içini hiç olmadık bir anda heyecan kaplar. Siz buna kelebekler uçuşuyor dersiniz, ben
mutluluk derim. Çocukluğumun en ilkel zamanlarıydı. Bahçede oyun oynuyordum. Elimdeki oyuncak kü-
rekle kazıyordum ağaç diplerini. Bir solucan ilişti gözüme. Koşar adım yetişmeye çalışıyordu sanki işine.
Ninemin tavukları da eşeleyip duruyordu orayı burayı. O siyah olan yok muydu, o siyah olan? Yedi minik
solucanı. Kaldı mı o mutluluk kursağımda. Nasıl da içli içli ağlaşıp koşmuştum nineciğime.
2. Metin
Yukarıda verilen özelliklerden yola çıkarak aşağıdakilerden hangisi 2. metin olarak yazılabilir?
A) Bugün İstanbul gezimin dördüncü günü. Ve bugün için gezmeyi planladığım yer Çengelköy. İsmin-
den de hatırlayacaksınızdır. Buranın salatalığı meşhur. Çengelimsi şekli yüzünden bu ismi aldığını
düşünüyorum ancak bunu da sorup soruşturacağım. Üsküdar’dan çıktım yola. Yürüyerek Beykoz’u
aştım. Her biri ayrı bir tablo gibi görünen yalılar ruhumu dinlendiriyordu.
B) Yere bir şeyler yazdığım zaman, annem bana ders verirken yaptığım gibi tükürüp topuğumla sürterek
silmeyi, sonra hafızamdan tekrar yazmayı alışkanlık haline getirmiştim. Ben altı buçuk yaşımdayken
bir gün doktor, futbol oynarken bileğini burkan kardeşimi görmeye geldi. Aşağıya indiğinde de beni
paçalarımın arasında tuttuğum tebeşirle yazı yazarken gördü.
C) Cimrinin biri nesi var nesi yoksa altınla değiştirmiş. Altını da külçe olarak götürüp bir yere gömmüş.
Ama gönlünü de aklını da birlikte gömmüş. Her gün toprağı kazar, yaşamı olarak gördüğü altınlarına
bakarmış. Biri durumu anlamış ve altın külçelerini alıp götürmüş. Ertesi gün cimri, altınların yerini
kazınca yerinde yeller estiğini görmüş. İçinden “Acaba altınlar ayaklanıp da gitti mi?” diye geçirmiş.
D) Yıkmak yalnız binada değil, her alanda, her kurulu düzende kolaydır. Bir düzen emekle, bilgi ile kuru-
lur; bilgiden yoksun insanlar onu kolaylıkla bozabilirler. Bir makineyi yapmak ve işletmek nelere bağ-
lıdır, pekâlâ bilirsiniz. O makineyi dünyanın iyi yetişmiş, birinci sınıf uzmanları meydana getirebilir.

