Page 227 - 6. SINIF VIP TÜM DERSLER SORU BANKASI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 227
METİN TÜRLERİ (ANI, MEKTUP) 8. BÖLÜM – 1. TEST
Anı (Hatıra): duyguları, düşünceleri ya da olayları karşı ta-
• Kişilerin yaşadıkları ya da tanık oldukları rafa iletmek için kullanılır.
önemli olayları ele aldıkları metin türüdür. • Mektup türünde samimi bir dil kullanılır, duy-
• Anı türü, olayların yaşandığı zamana tanıklık gu ve düşünceler doğal bir şekilde dile getiri-
etmesi ve o zamanla ilgili bazı bilgiler vermesi lir. Mektup, hitapla başlar, iyi dileklerle son-
bakımından önemlidir. landırılır.
• Anının günlükten farkı, günü gününe ve tarih
atılarak yazılmamasıdır. • Edebiyatçıların edebiyat ile ilgili görüşlerini
birbirlerine iletmek için yazdıkları mektuplara,
Mektup: edebî mektup denir.
EDİTÖR YAYINLARI
• En eski iletişim araçlarından biri olan mektup,
2. Ben odaya girdiğim hâlde, Salih Efendi’yi gör-
memiştim. Ta köşede bir koltuğa oturmuş, yü-
TEST 1 zünü gazete ile örtmüştü. Abdurrahman Efen-
Çözümler için
karekodu okutunuz di’nin seslenmesi üzerine gazeteyi indirdi.
1. Sevgili Ayşe,
Gönderdiğin hediyeler bugün elime ulaştı. Yukarıda verilen metin aşağıdaki metin tür-
lerinin hangisinden alınmış olabilir?
Teşekkürlerimi iletmek isterim. Hediyelerini
güzel günlerde kullanacağım. Sevgilerimle... A) Günlük B) Fabl
Duygu
C) Anı D) Masal
Yukarıda verilen metnin türü aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Mektup B) Anı C) Günlük D) Tiyatro
3. Yazarın tanık olduğu veya bizzat başından geçen bir olayı belli bir zaman geçtikten sonra kaleme
alması ile oluşan yazılı anlatım türüne anı denir.
Aşağıdaki seçeneklerden hangisi anı türüne örnek oluşturmaktadır?
A) Evet, kâğıttan yaptığımız bu küçük kuşla başlamıştı yolculuk. Büyük göç haritasında sınırlar çizil-
mişti. Babam kuşu elinde tutup bana doğru hareket ettirdiğinde öyle heyecanlanmıştım ki bir an
omzuma konacak sandım. Annem o yumuşacık elleriyle elimi sıkı sıkı tutmasaydı korkudan biti-
şiğimde duran tahta sandalyeye yığılacaktım. Hâlbuki kanatları olsa da uçamaz, ayakları olsa da
sıçrayamazdı. Bu benim ilk korkumdu. Hani ölümle burun buruna gelmiş gibi.
B) Dalgalar kızgınlığı arttırmaktan başka bir şey yapmıyordu. Sular suları itiyor, saatler geçiyordu.
Barış artık tereddüt etmedi, hemen çoşkun ırmağın ortasına atıldı. Sularla çetin bir savaş yaptı ve
zaferi kazandı.
C) Florya’dan sonra artık ayaktayım. Çünkü gittikçe artan anlaşılmaz soğuğa karşı vagonun içinde
dolaşmaktan başka çare yok. Hava, duman ve yağmur içinde, Görünürlerde ağaç ve yeşillik yok
olmadığı için etraf birden bire bir kara kış rengi bağlamış. İki buçuk saat sonra Çatalca’dayız. Tren’e
yazın binmiş, kışın iniyor gibiyim. Üç beş yolcu seller içinde istasyona doğru koştuk.
D) Buralarda deniz bizim Marmara’nın en sıcak günlerinden daha ılık olduğu hâlde, kimsecikler denize
girmiyor. Bodrum’da bile bizim saatlerce yüzüp de doyamadığımız denize soğuk diyorlardı. Peki
daha sıcak olduğu zaman aileler çoluk çocukla, kadınlarla plaja gelir de denize girerler mi?
227