Page 114 - 7. SINIF VIP İNGİLİZCE KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI

¦ §
114
114 DREAMS

* “will” yapısı “guess, believe, think, hope, suppose” gibi fiillerle ve “perhaps, probably” gibi zarf-
larla da kullanılır.

œ Examples:

y I hope he will pass his final exam. (Umarım o final sınavını geçecek (geçer).)
y I suppose he will be a genetic engineer in the future. (Sanırım o, gelecekte genetik mühendisi
olacak.)
y I think Turkey will be a very rich country in 2030. (Bence Türkiye 2030 yılında çok zengin bir
ülke olacak.)
y I guess there will be much more mobile phone users in ten years. (Sanırım on yıl içinde çok daha
EDİTÖR YAYINLARI
fazla cep telefonu kullanıcısı olacak.)
y Alice: Do you think the Internet will become free in the future? (İnternetin gelecekte bedava
olacağını düşünüyor musun?)
Peter: Yeah, I think so. (Evet, öyle düşünüyorum.)
y Ella: Do you think you will get a great job in the future? (Gelecekte harika bir işin olacağını
düşünüyor musun?)
Bruce: I hope so. (Öyle umuyorum.)

y Hailey: Do you think our lives will be more dependent on technology in the future? (Gelecekte
hayatlarımızın teknolojiye daha bağımlı olacağını düşünüyor musun?)

Christopher: Probably, it will. (Muhtemelen öyle olacak.)

EXERCISE - 1

y Fill in the blanks with “will" or "won’t”.
1. I saw a black cat while walking in the street. I think I ...... receive good news during the week.
2. You are an outgoing person, so you ........... make many friends in the future.

3. You ........... marry soon, but I believe that you will have a good career.
4. Don’t worry about money. You ........... have financial problems this year.
5. People ......... probably suffer from famine because of global warming in the near future.
6. I guess robot teachers ........ educate children in the near future because technology changes
almost everything in our life.

DICTIONARY
be dependent on: bağımlı olmak genetic engineer: genetik mühendis- outgoing: cana yakın, dışa dönük
change: değiştirmek liği pass: geçmek
educate: eğitmek hope: ummak, ümit etmek probably: muhtemelen
famine: açlık, kıtlık marry: evlenmek suffer from: sıkıntısını çekmek
financial: parasal, mali mobile phone: cep telefonu suppose: sanmak
free: bedava, ücretsiz news: haber, haberler user: kullanıcı