Page 8 - 8. SINIF İNGİLİZCE ÖZETİN ÖZETİ POSTER TADINDA - EDİTÖR YAYINLARI
P. 8

UNIT1:FRIENDSHIP                                                                  GRADE8ENGLISH



                                    (Evet, lütfen.)                            (Evet, biraz

                                                                                isterim.)

                                                  Yes, please.     Yes, I would               (Tabii ki, kulağa

                                                                   like some.               eğlenceli geliyor!)
                                     Yeah, sure.
         (Evet, tabii ki / elbette.                                             Sure, that
                                     Thanks for
        Beni davet ettiğin(iz) için                                            sounds fun!
                                     inviting me.     ACCEPTING
             teşekkürler.)
                                                  INVITATIONS AND
            EDİTÖR YAYINLARI
                                Thanks. I'll
             (Teşekkürler.     definitely be             OFFERS                        Yeah,          (Evet, neden

            Kesinlikle orada      there.        Bir daveti ya da teklifi kabul eder-  why not?         olmasın?)
              olacağım.)
                                                ken sıklıkla kullanılan ifadelerden
                                     Yeah, that        bazıları şunlardır:
                                                                              No, not at all.
                                   would be great.
                                                                                Why not?
                      (Evet, bu                 Sure, it sounds   I'd love to,

                   harika olurdu.)              good / great /     thanks.                 (Hayır, hiç de bile /
                                                  awesome.                                 sorun değil. Neden
                                                                                               olmasın?)

                                    (Elbette, kulağa iyi
                                                                         (Çok isterim,
                                   / harika / mükemmel
                                                                         teşekkürler.)
                                         geliyor.)

                          Refusing / Apologizing / Giving Explanations and Reasons

             Bir daveti ya da teklifi reddederken, reddetmeye bağlı olarak özür dilerken, açıklama yaparken veya sebep göste-
            rirken sıklıkla kullanılan ifadelerden bazıları şunlardır:


              No, thanks. I'm full /    I'm afraid, I can't.      I'd love to, but I feel    No, thanks for your

           stuffed. (Hayır, teşekkür-  Because I must finish my   bad today. (Çok isterim,   invitation. I have a plan
           ler. Tokum / Ağzına kadar   science project until next   fakat bugün kötü hisse-  with my family. (Hayır,
           doluyum.)                 Monday. (Korkarım ki      diyorum.)                 davetin için teşekkürler.
                                     yapamam. Çünkü gelecek                              Ailemle bir planım var.)
              Sorry, but I can't                                   I'm  sorry,  I  can't.  I
                                     pazartesine kadar fen                                  That would be great,
           come over because my                                won't be here then. (Üz-
                                     projemi bitirmeliyim.)                              but I'm going to study
           cousin is coming tonight.                           günüm, yapamam. O za-
           (Üzgünüm fakat uğra-         I’m sorry, but I can't   man burada olmayacağım.)  for my maths exam this
           yamam çünkü bu akşam      make it. Another time,       I'd love to, but I'm   evening. (Bu harika
           kuzenim geliyor.)         maybe. (Üzgünüm, fakat                              olurdu, fakat bu akşam
                                     yapamam. Belki başka      busy. (Çok isterim fakat   matematik sınavıma
                                                               meşgulüm.)
                                     zaman.)                                             çalışacağım.)

            8
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13