Page 166 - 8. SINIF VIP TÜRKÇE SORU BANKASI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 166
166 PARÇADA ANLAM
7 Hikâyelerde anlatılan olayları gerçekleştirenler kahramanlardır. Gerçek hayatta rastladığımız
ya da rastlayabileceğimiz kişilerdir bunlar. Hikâyedeki olaylardan asıl etkilenen, olayın gelişi-
minde asıl görevi üstlenen, olayın başrol oyuncusuna da başkahraman denir.
Bu açıklamaya göre;
Annesinin memleketine gitmek istemesinin ardında yatan nedeni kendine bile itiraf etmekte
zorlanan Mine, sonunda emeline kavuşmuştu. Bu dağları geçit vermez memlekette dedesinin
kabri başında bulmuştu onu. Yanında daha önce hiç görmediği ama oğlu olduğunu tahmin
ettiği dört beş yaşlarında gürbüz bir çocuk ve yıllar önce buradan ayrıldığında daha minicik
bir yavru olan kara başlı köpek de vardı. O gittiğinden beri hem çok şey değişmiş hem de pek
bir şey değişmemişti belli ki. Her iki ihtimale de hazırlıklıydı zaten. Yine de onu buraya kadar
getiren ayakları şimdi kıpırdamıyordu. Yıllardır sesini bile duymadığı kız kardeşi belki on adım
EDİTÖR YAYINLARI
uzağındaydı ama o kıpırdayamıyordu. Derken arkasında birinin varlığını hissetti. Dönüp baktı-
ğında Fatih’i karşısında buldu.
yukarıdaki hikâyenin başkahramanı kimdir?
A) Fatih B) Mine C) Mine’nin kardeşi D) Çocuk
8 Olay: Çocuğun babasıyla birlikte fotoğraf çektirmesi
Yer: Balkon
Zaman: Yaz, akşam
Kişiler: Çocuk, babası, misafirler, fotoğrafçı
Anlatıcı: III. kişi
Aşağıdaki metinlerden hangisi bu yapı unsurlarına uygun olarak kurgulanmıştır?
A) Her yaz, akşamları oturup çay içtikleri balkonda bugün misafirler vardı. Misafirlerin köşede
toplandıklarını gördü. Aralarında yer açtılar. Babası onu kollarından tuttu, balkon demirinin
olduğu köşeye çıkardı; demirin üstüne oturttu. Elleriyle de sıkı sıkı tutunmasını söyleyip ken-
disi de yanında durdu. Tam karşıda, o tanımadığı adamlardan biri vardı. Elinde oyuncak gibi
bir şey tutuyordu. “Hazır!” dedi adam. “Çekiyorum!”
B) Akşamları balkonda oturmayı çok severiz. Annem çay bırakır, ben o çay hazırlanana kadar
kitabımı okurum, babam ise gazetesine göz atardı. Ancak balkonda oturma faslı yalnızca
yazları olabiliyordu çünkü yaşadığımız coğrafya kışları balkonda oturmaya müsait değildi.
C) Seslerin geldiği yöne doğru bir iki adım attı. Balkonlarında ellerinde fotoğraf makineleri bu-
lunan birçok kişinin olduğunu ve bu kişilerin babasının elindeki kitabın fotoğrafını çekmeye
çalıştığını anladı. Neydi babasının elindeki kitap bilmiyordu. Zaten babası da ne ona ne
annesine asla okuduğu ya da incelediği kitaplardan söz etmezdi.
D) Babam beni oturdukları yere çağırdı. Şömineden çıkan duman balkonu bulanıklaştırmıştı.
Babama yaklaştım. Beni kucağına aldı ve anneme “Hadi çek!” diye seslendi. Annem baba-
ma ne dedi hatırlamıyorum ama gözlerimi kamaştıran o ışığı dün gibi hatırlıyorum.

