Page 10 - 5. SINIF TÜRKÇE KAZANIM TESTLERİ - GİRİŞ YAYINLARI
P. 10
7. Bölüm
Parçada Anlam - 2 (Hikâye Unsurları - Anlatıcı - 5N 1K - Metin Karşılaştırma) KAZANIM TESTİ 1
1. 1933 Mart’ında Atatürk Mısır Elçiliğine gitmişti. Şafak 3. Mustafa Kemal savaş alanında atıyla dolaşıyordu. Ayağı
sökmek üzereydi. Neşe içinde olan Atatürk: üzengiden kaydığı için attan düştü. Kaburga kemik-
leri zedelenen Mustafa Kemal, alçılar içinde yatıyordu.
— Doğada şimdi olan güneşe bakınız. Şimdi günün ağar-
dığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletle- Doktorlar, kendisinin uzun süre dinlenmesi gerektiğini,
rinin uyanışlarını öyle görüyorum, dedi. Özgürlüğüne dinlenmezse yaşamının tehlikeye gireceğini söylediler.
kavuşacak daha pek çok kardeş ülke vardır. Bu millet- Mustafa Kemal doktorlara:
ler bütün güçlüklere, bütün engellere rağmen her şeyi – Hayır, benim hayatım değil, vatanımın kurtulması
yenecekler ve kendilerini bekleyen güzel geleceğe önemlidir, diye yanıt verdi.
kavuşacaklardır. Biraz durdu, şu sözleri ilave etti: Yukarıdaki metinde 5N 1K sorularından hangisinin
— Size bu sözleri söyleyen bir Cumhurbaşkanı değil, cevabı yoktur?
Türk milletinden sadece biri olan Mustafa Kemal’dir.
A) Kim? B) Ne zaman?
GİRİŞ YAYINLARI
Bu metnin unsurlarıyla ilgili; C) Niçin? D) Nasıl?
I. Olayın gerçekleştiği an, mart ayının sabaha karşı bir
zaman dilimidir.
II. Olayı yaşayan kişi, Mustafa Kemal’dir.
III. Metinde yaşanan olay belirsizdir. 4. Ağzımda bir organım var benim
IV. Olayın geçtiği mekân “Mısır Elçiliği”dir. Boğazımda ses tellerim
yargılarından hangisi yanlıştır? Konuşuruz onunla
A) I B) II C) III D) IV Şiir okur, şarkı söylerim
O olmasa bilemem
Tatlı mı acı mı yediklerim
Tuzlu mu yoksa ekşi mi
Onunla tadar söylerim
Dilimizdeki tat algılayıcı bölgelerdeki küçük
kabarcıklara tat tomurcukları denir. Her
insanda ortalama iki bin ila sekiz bin arasında
2. Nasrettin Hoca ve oğlu bir gün köyden şehire gitmekte- tat tomurcukları bulunur. Bu tomurcukların
dir. Yolda bir adama rastlarlar. Adam “Utanmıyor musun, içerisinde tat alıcıları bulunur. Bu tomurcuklar
Hoca?” der. “ Kendin eşeğe binmişsin, küçücük çocuğu sadece dilimizde değil, damak ve yutağın üst
yürütüyorsun.” Hoca adama hak vererek kendi eşekten kısımlarında, yapraklarda ve küçük dilimizde
inerek oğlunu eşeğe bindirir. Bir süre sonra başka bir de bulunur. Bu tomurcukların beş temel tadı
adama rastlarlar. Bu adam da oğluna “Yaşlı başlı baban algıladığı tespit edilmiştir: tatlı, ekşi, tuzlu, acı
yürürken sen eşeğe binmeye utanmıyor musun?” der. Bu ve umami. Tomurcukların üstündeki küçük
kez ikisi birden eşeğe biner. Bir süre sonra bir adama deliklerde olan lifler, tat moleküllerini algılar,
daha rastlarlar. Adam “Sizde hiç insaf yok mu, ikinizi bir- oluşan sinyalleri dilin alt ucundaki sinire ilete-
den nasıl taşısın bu zavallı hayvan?” der. Bunun üzerine rek beyne gönderir.
ikisi birden eşekten iner ve yürümeye başlarlar. Başka
bir adam “Sizde hiç akıl yok mu? Eşeğe binsenize.”
deyince Hoca’yla oğlu eşeği sırtlarına alıp kasabanın Bu metinlerin ortak özelliği aşağıdakilerden hangi-
yolunu tutarlar. sidir?
Bu hikâyede aşağıdaki unsurlardan hangisi belirsiz- A) Dizeler halinde yazılma
dir? B) Benzer konulardan söz etme
A) Kişiler B) Olay C) Kişileştirmeden yararlanma
C) Yer D) Zaman D) Hayali unsurlara yer verme
Giriş Yayınları / 5. Sınıf Türkçe 59