Page 45 - 11_edebiyat_ogretmenin
P. 45
HİKÂYE 43
Arkadaşım yanına sokularak sordu:
“Senin adın ne oğlum?”
“Ali!”
“Nerelisin?”
“Sivaslıyım!”
“Sazı nereden öğrendin?”
“Ne bileyim? Küçükten beri çalarım.”
“Söylemeyi?”
“Onu da öyle… Sonra bir iki usta âşık yanında gezdim.”
Arkadaşım bana baktı: YAYINEVİ
“Harikulade bir ses, azizim, yıllarca arasak bulamayız. Ben bu oğlanın arkasını bırakmam!”
dedi. Sonra tekrar ona dönerek yaşını sordu. Yirmi iki imiş. Cebinden defterini çıkararak
bir şeyler not etti ve delikanlının adresini almak istedi. Çocuk evvela şaşırdı. Verecek bir
adresi yoktu. Bugün burada, yarın orda amelelik yapıyordu. “Beyşehir yolunda Sivaslı Ali
EDİTÖR
desen olmaz mı?” diye soruyordu. Nihayet Konya’da, gelip gittikçe uğradığı bir hanın ismini
söyledi. Dostum onları da kaydetti.
Bu sırada, epeyden beri yanımızda durup bizimle saz dinleyen şoför:
“Beyler, otomobil hazır!” dedi.
Sabahattin ALİ
Durum (Kesit) Hikâyesi
F Bir olayı değil günlük yaşamın herhangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir. Du-
rum hikâyelerinde serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz.
F Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez. Oku-
yucuyu bir durum veya ruh hâli içinde yaşatmak amacı vardır.
F Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır. Bu tarzın dünya
edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğu için bu tür hikâyelere
“Çehov tarzı hikâye” de denir.
F Çehov tarzı hikâyede asıl olan “olay” değil, kişinin ruh hâli ve duygularıdır. Hikâye
sona erdiği zaman her şey bitmiş değildir. Kişiler tamamıyla tanıtılmadığı, olaylarda
kesinlik hâkim olmadığı için okuyucunun hayal dünyası devamlı hareket hâlindedir ve
konuyu sezmek büyük ölçüde okuyucuya bırakılmıştır.