Page 37 - tyt-agresif-turkce
P. 37
185
P 185
PARAGRAFTA ANLAMARAGRAFTA ANLAM
3 Müzik dinlemek, çalmak, okumak ve müzik yapmak, neredeyse beynin her yerini kapsıyor. “Müziğin Etkisindeki
Beyin” kitabında Daniel J. Levitin, müzik dinlemenin ilk önce koklear çekirdekler, beyin sapı ve beyincik gibi
subkortikal yapıları içerdiğini açıklıyor. Daha sonra beynin her iki tarafındaki işitsel kortekslere ilerliyor. Müziği
duyduğumuzda, dinleme eylemi aynı zamanda hipokampus ve ön lobun en alçak kısımları gibi beyindeki
hafıza merkezlerini de içerir. Müzik ile birlikte dokunduğunuzda beyincik bunu ilişkilendirir. Müzik okumak,
görsel korteksi içerir ve şarkı sözlerini dinlemek veya hatırlamak temporal ve ön loblardaki dil merkezlerini de
içerir. Gerçekten müzikle uğraştığınızda, ön lobunuz planlama için motor ve duyusal korteksiniz de aktive olur.
Müzik çalmak, motor kontrol, somatosensorik dokunuş ve işitsel bilgilerin koordinasyonunu gerektirdiğinden,
EDİTÖR YAYINEVİ
çoğu müzisyenin, her iki elinde de ortalama bir insandan daha büyük bir yetenek geliştirdiği bilinmektedir. Sol
ve sağ beyin arasındaki artan ağlar, müzisyenlerde müzisyen olmayanlara göre daha büyük bir alan olan iki
motor alanını birbirine bağlayan kalın lifler oluşturur.
Buna göre, parçada müzikle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Her türlü etkinliğinin beynin genelinde etkiye sahip olduğuna
B) Müzisyenlerin normal bir insandan daha fazla elini kullanabilme yeteneğine sahip olduğuna
C) Müzik okumanın diğer farklı duyularla ilişkilendiğina
D) Çalma etkinliğinin insana değişik yetiler kazandırdığına
E) Beynin sadece sağ tarafında gerçekleşen bir durum olduğuna
4 ● Benim gördüğüm, yaralandığım, çıkış yolu aradığım bir hayat bende yazı kılınır sonuçta. Bu, duygularımdan
yaşantılarıma kadar başıma gelenler ve gelmeyenler kadar her alanı kapsar. Ama bu ilişki “Al eline kalemi
yaz başına geleni” seviyesinde kalıyorsa orada edebiyattan söz edilemez. Ham yaşantının dahası birinci
tekil şahıs duygunun dil ve terkip üzerinden edebiyat kılınması gerek. Bu da ister istemez bizi okuyucunun
en masum merakı olan yazı-yaşantı ilişkisinde bir suniliğin varlığını fark etme noktasına doğru çeker. Bu
yüzden kendi adıma sık kullandığım “Sizin gördüğünüz dumanı, ateşi bendedir” cümlesini söyleyebilirim.
● Benim, çocukluğumdan bu yana daraltılmış bir yaşamım olduğu da ortada. Aşırı korumacı ebeveyn tavrı-
nın sonucunda neredeyse yaşanmamış bir çocukluk. Benzer bir genç kızlık. Bu da ister istemez sizi hayal
kurmaya, kendi içinizde bitip tükenmek bilmeyen yolculuklara çıkmaya sevk ediyor. Söylemek istediğim şu
ki bende hayatın daralması başlangıçta özgür bir seçim değil bir zaruretti. Bunun sonuçları yaratıcı eylem
biçiminde sökün etti. Daha sonraları hayatım benim hayatım olduğunda bu kez ben hayatımın dağılmasın-
dan çok korktum. Söz gelimi İstanbul’da yaşamak imkânına kavuştuğum yıllarda bunu yapmak gelmedi artık
içimden. Sade bir hayatı tercih ettim. Ama yazı üzerinde düşünen, dahası bunu konu edinen biri olarak yazı
ve yaşamak arasındaki ölümcül ters orantı yazdıklarımda başlangıçtan itibaren temel bir izlek olarak belirdi.
Bu iki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedir.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadır.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadır.
D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadır.
E) Kullanılan üslup da konu da birbirinden farklıdır.

