Page 242 - 10. SINIF PARAGRAF SORU BANKASI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 242

TEST 20


          5.   XX. yüzyıl başlarıyla Türk öykücülüğünde bir dönemeç   8.   Anadolu’nun Türkleşmesi sorunu hâlâ heyecan verici bir
             başlar. Ömer Seyfettin bu dönemde Batılı ölçülere tıpatıp   konudur. 11 ve 12. yüzyıllar Anadolu’nun, Selçukluların
             uyan bir öykücümüz olarak çıkar okur karşısına. Maupas-  akınları sonucu büyük bir göç dalgasına maruz kaldığı
             sant’ın  sanat  anlayışında  odaklanan  düğüm-çözüm-so-  bir dönemdir. Bu göç dalgası, Anadolu’nun siyasal, din-
             nuç gibi bölümleri yapabilen bir öykünün de kurucusu   sel ve nüfus yapısını değiştirecek ve bu yapıyı günümüze
             olur. Bu anlayışı, öyküye getirdiği tezle birlikte ele alarak   değin değişmeyen yerleşik hâle getirecektir. Müslüman
             yansıttığı için tez öykünün de kurucusu sayılır.   yazarların "Rum" diye söz ettikleri Anadolu’yu Batılılar bu
             Bu parçadan Ömer Seyfettin’le ilgili olarak aşağıdaki-  tarihten itibaren ‘Turchia’ diye adlandırmaya başlayacak-
             lerden hangisine ulaşılamaz?                     lardır. Bu siyasal, toplumsal ve demografik dönüşümün
                                                              nasıl gerçekleştiği hâlâ üzerinde çalışılması gereken so-
             A)  Ömer Seyfettin Maupassant tarzı hikâye yazmıştır.   runsal bir alan olarak durmaktadır.
             B)  20. yy Türk öykücülüğünün başarılı temsilcilerinden-
                dir.                                          Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
             C)  Ömer  Seyfettin  Batılı  tarzda  öyküler  kaleme  almayı   tir?
                başarmıştır.
          7.  EDİTÖR YAYINLARI
             D)  Edebiyatımızda  tez  öykünün  ilk  örneklerini  Ömer   A)  Selçukluların akınlarıyla birlikte Anadolu’ya büyük bir
                Seyfettin vermiştir.                             göç dalgasının olduğuna
             E)  Tez öykünün en güzel örneklerini Ömer Seyfettin yaz-  B)  11 ve 12. yüzyıllardan beri Batılıların Anadolu’ya “Tur-
                mıştır.                                          chia” dediklerine
                                                              C)  Göçlerle  birlikte  Anadolu’nun  bir  Türk  yurdu  hâline
                                                                 geldiğine
          6.   Medeniyet ve ilim şehri Bitlis, yüksek kayalıklar ve dağ-  D)  Anadolu’nun  Türkleşmesinin  Batı’da  büyük  sorun
             larla çevrili dar bir vadi üzerinde kurulmuş binlerce yıllık   teşkil ettiğine
             bir geçmişe sahiptir. Burası Diyarbakır-Van yolu üzerinde-  E)  Anadolu’nun Türkleşmesi üzerinde yeterli çalışmanın
             ki bir konak ve geçit yeridir. Çevresindeki şehirlere göre   yapılmadığına
             ova ve platoları çok azdır. Bitlis şehri çeşitli medeniyet-
             lere ev sahipliği yapmış tarihi bir yerleşim yeri olmasının
             yanı sıra, geçmişte, özellikle ticaret kervanları ve yolcular
             için de önemli bir güzergâh olmuştu. Ksenefon’un (Xe-
             nophon) ‘On binleri’ de milattan dört asır evvel bu yoldan
             geçmişlerdi.
             Bu  parçanın  anlatımı  için  aşağıdakilerden  hangisi
             söylenemez?
             A)  Açıklamaya yer verilmiştir.
             B)  Öznel bir anlatım yapılmıştır.           9.   Anadolu  parsı,  Orta  doğu  ve  Batı  Asya’da  yaygın  olan
             C)  Betimlemeye başvurulmuştur.                  İran parsının Anadolu’da yaşayan bir ırkıdır. Uzun süre
             D)  Karşılaştırma yapılmıştır.                   ayrı bir pars alttürü olarak kabul edilmiştir. Deniz seviye-
             E)  Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.       sinden 2500 metre yüksekliğe kadar, sarp ve saklanacak
                                                              örtü bulunan alanlarda yaşamını sürdürür. Toroslar, Ege
             Gazete haberlerini, gündelik haber türünden bilgileri ço-  ve Kuzeybatı Anadolu’da yaşadığı sanılmaktadır. Anado-
             ğunlukla unutmak için okuruz. Sürekli değişikliğe uğrar   lu parsının varlığını sürdürüp sürdürmediği hâlâ tartışma-
             bu  bilgi.  Bugünkü  gazetelerin  en  çarpıcı  haberi  yarın   lı. En son resmi kayıt 1974 yılına ait. Bir avcı onu vurmuş
             eskiyiverir. Her türlü iletişimin çok hızlandığı çağımızda,   sonra da 2000’li yıllar boyunca pek çok kez görülmüş. En
             özellikle  durum  budur.  Borges’in,  insan  belleği  ile  düş   son 2013 yılında bir çoban, kendisine saldırdığı gerekçe-
             gücünün uzantısı diye nitelediği kitapların içindeki bilgi   siyle bu vahşi kedilerden birini vurdu. Doğadaki hâli belli
             ise unutulmak için değil, bellekte tutulmak için okunur.   belirsiz bir kare fotoğraftan ibaret olan Anadolu parsının
             Kişiliğimizin,  dünyaya  bakışımızın,  kavrayışımızın  ayrıl-  hâlâ memleket dağlarında yaşadığı varsayılıyor. Ama şu
             maz bir parçası olur. Bundan dolayı, geliştirici, aydınlatı-  şüphe hep var belki de nesli çoktan tükendi.
             cı, ilerletici nitelikteki okuma türü, kitap okurluğudur.
                                                              Bu parçada Anadolu parsıyla ilgili olarak aşağıdaki-
             Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki sorulardan hangisi-
             nin cevabı olabilir?                             lerden hangisine değinilmemiştir?
             A)  Kitap okurluğunun gazete okurluğundan farkı nedir?  A)  Nerelerde yaşadığına
             B)  Neden gazete okurluğu daha yaygındır?        B)  Irkının nereye dayandığına
             C)  Kitap okuru nasıl bir okurdur?               C)  Yaşam alanının nereler olduğuna
             D)  Okurlar neden gazeteyi kitaba tercih eder?   D)  Neslini tükenip tükenmediğine
             E)  Gazete okurunun kitap okuruna üstünlüğü nedir?  E)  Nelerle beslendiğine

                                                        242
   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247