Page 21 - 11_cografya_ogretmenin
P. 21
DOĞAL SİSTEMLER 19
ˇ Genellikle akarsuların yukarı çığırında topoğrafya daha engebeli, eğim fazla olduğu için akış
hızlıdır. Burada genellikle bazı böcek türleri ile alabalıklar yaşar. Orta çığırda eğim biraz
azalır ve vadi genişlemeye başlar. Bu kesimde balık türleri artar. Eğimin azaldığı ve akışın
yavaşladığı aşağı çığırda planktonlar artar. Akarsu denize ulaşıyorsa ağız kesimlerinde tatlı
su ve tuzlu su birbirine karışır. Buralar bitki ve hayvan türleri bakımından zengin alanlardır.
Akarsuların taşıdığı elementler ve besin maddeleri buralardaki biyolojik çeşitliliği arttırır.
Akarsu ağızları mikroorganizmalardan kuşlara kadar birçok canlının barındığı yerdir.
Göl ve Bataklık Ekosistemleri
ˇ Göl ve bataklık ekosistemleri genel olarak tatlı sulardan meydana gelmektedir. Göller, tatlı
yüzey sularının %87’sini oluşturur. Göl sularının tatlı, tuzlu ya da sodalı olmasında çevredeki
ana materyalden çözünerek sulara karışan maddenin özelliği etkili olmaktadır. Bir gideğen
yardımıyla fazla sularını dışarı boşaltabilen göllerin suları tatlıdır.
ˇ Göllerin içerisinde ancak mikroskopla görülebilecek kadar küçük, son derece zengin ve bol
miktarda fitoplankton ve zooplanktonlar bulunur.
ˇ Organik maddenin fazla olduğu gölün kıyı kesimi, canlı yaşamı açısından oldukça zengindir.
Göl ekosisteminde; saz, kamış, nilüfer gibi sucul bitkilerin yanı sıra algler, kurbağa, su
yılanı, sazan ve karabatak gibi canlılar yaşar.
ˇ Su döngüsünün devam etmesinde bataklıklar önemli bir işleve sahiptir. Bu alanlar; yeryüzü
şekillerine bağlı olarak oluşan durgun, sığ, üzeri sazlarla kaplı ve akıntının yetersiz olduğu
su birikintisidir.
ˇ Bataklıkların da dahil olduğu sulak alanlar (hidrobiyom), taban su seviyesinin yüksek olduğu
kıyı kesimlerden başlayıp dağların yüksek kesimlerinde suyun birikmesine uygun olan çukur
alanlara kadar devam eder. Sulak ekosistemler, kendilerine özgü bir flora ve faunaya sahip
olduğu için karasal ekosistemler ile su ekosistemleri arasında geçiş özelliği gösterir. Farklı
iklim bölgelerinde görülebilen sulak alanlar topoğrafya özelliklerine bağlı olarak da yerel
özellikler sergiler.
RAMSAR SÖZLEŞMESİ
ˇ Sulak alanların korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan bir sözleş-
medir. İran’ın Ramsar kentinde 2 Şubat 1971 yılında imzalanmıştır. Türkiye bu sözleşmeye
1994 yılında taraf olmuştur.
ˇ Ramsar Sözleşmesi ile kuşların göç ettiği ve konaklama yeri olan sulak alanların korunması
hedeflenmiştir.