Page 103 - 9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Özetli Lezzetli Soru Bankası
P. 103

[  MASAL/FABL  ]                                                         103

         10 Aşağıda verilen fablın sonunda boş bırakılan yere, verilen ifadelerden uygun olanı getiriniz.

            Günün birinde, kurbağa ile fare arkadaş olmuşlar. Bir bahar mevsiminde kurbağa, fareye “Gel,
            biraz gezelim.” demiş. Bunlar gide gide, bir ırmağa rastlamışlar. Kurbağa, farenin sudan geçe-
            meyeceğini bildiği için ona “Sen üzerime çık, kuyruğunu da ayağıma bağla. Böylece seni karşı
            tarafa rahatlıkla geçirebilirim.” demiş. Fare kurbağanın sırtına binmiş, tam suyun ortasına var-
            dıklarında kurbağa suyun dibine doğru dalmaya başlamış. Elbette fare suyun içine girer gir-
            mez hemen boğulmuş. Ama kuyruğu kurbağanın ayağına bağlı olduğu için yine onun sırtında
            kalmış. Suyun yüzüne çıkan kurbağa sırtında fare ölüsü ile dolaşırken kartal yukarıdan fareyi
            görmüş ve kaptığı gibi dağın başına götürmüş. Kurbağa fareye bağlı olduğu için yüksek dağın
            zirvesinde kartala yem olmaktan kurtulamamış. Atalarımız ne güzel demiş: - - - -
        EDİTÖR YAYINEVİ
            I.  Güvenme varlığa düşersin darlığa.
            II.  Kuşu kuşla avlarlar.
            III. Ava giden avlanır.
            IV. Dost kara günde belli olur.
            V.  Akıl akıldan üstündür.
            Buna göre parçada boş bırakılan yere kaç numaralı ifadenin getirilmesi daha uygun
            olacaktır?
            A) I          B) II          C) III         D) IV           E) V








         11  Vakti zamanında bir peri padişahının güzel bir kızı ile ak saçlı, ak yürekli bir yaşlı ninenin oğlu
            varmış. Yaşı on sekiz, boyu selvi, gözleri ela, adı Namlı Kemankeş, bir bakışı cihana eş. Ama
            başında kavak yelleri eser, aşk nedir bilmezmiş. Alıp başını durmadan gezermiş. Bir gün geze
            geze gelmiş bir bayram yerine. Bakmış, bakışmış da karşısında ne görsün? Adı dillerde, gönlü
            bilinmedik illerde peri padişahının kızını görmüş... Kara kara gözleri varmış, zeytin tanesini an-
            dırırmış. Oğul balı ağzı, kızaran yanağı göreni boyu boyuna, huyu huyuna demiş de kızla göz
            göze gelip derinden bir ah çekmiş. Ah ile birlikte yer yerinden oynamış, yetmiş iki dağ birden
            kazan gibi kaynamış.
            Yukarıda verilen masal metninde;
            I.  Olay / Konu     II.  Zaman         III. Mekân          IV. Kişiler
            yapı unsurlarından hangileri belirgin değildir?

            A) Yalnız I    B) Yalnız II   C) I ve III   D) II ve IV    E) III ve IV

         Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde verilir.   Türk Edebiyatında Fabl
         Dünya Edebiyatında Fabl                 Türk edebiyatında fabl türünün ilk örneği XV. yüzyılda Şeyhi ta-
                                                 rafından yazılmış “Harname”dir. Ayrıca XIX. yüzyılda Recaîzade
         Fabl  türüyle  ilgili  en  eski  ürünlere  Doğu’da  Hint  edebiyatında
         Pançatantra masalları ile Kelile ve Dimne’de; Batı’da ise Aiso-  Mahmut  Ekrem,  La  Fontaine’den  çeviriler  yaparak  bu  alan-
         pos  (Ezop)  masallarında  rastlanır.  Ezop  masallarını  yeniden   da  Türk  edebiyatına  katkıda  bulunmuştur.  Ayrıca  Cumhuriyet
         kaleme  alıp  manzum  biçime  getiren  La  Fontaine  de  bu  türün   Dönemi’nde Orhan Veli de La Fontaine’den fabl çevirileri yap-
         önemli isimlerindendir.                 mıştır.
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108