Page 132 - 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenin Ders Notları
P. 132

¦       §
            1 13232                                                              ROMAN

             SERVETİFÜNUN DÖNEMİ’NDE ROMAN

             * Tanzimat’la  birlikte  başlayan  edebiyatı  Avrupa  ruhu  ve  tekniği  içinde  yenileştirme  hareketi,
            1896-1901 yılları arasında, Servetifünun dergisi etrafında, Recaizade önderliğinde toplanan
            yeni nesille ikinci bir hamle yapmıştır.

             * Edebiyatıcedide,  diğer  bilinen  ismiyle  Servetifünun  edebiyatı,  II.  Abdülhamit  Dönemi’nde,
            Servetifünun dergisi çevresinde toplanan sanatçıların Batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat
            hareketidir.

          EDİTÖR YAYINEVİ
          œ  Özellikler:
          *  Roman tekniği sağlamdır. Tanzimat Dönemi’nde yazılan romanlarda görülen kusurlar bu dönem
            romanlarında görülmez.

          *  Ağır ve halkın kullandığı dilden uzak bir dil kullanılır.
          *  Özellikle romanların betimleme bölümleri söz sanatlarıyla yüklüdür.

          *  Devrin siyasal baskıları nedeniyle sanatçılar sosyal konulardan uzak durmuşlardır.
          *  Daha çok bireysel konularda (aşk, ölüm, yalnızlık) romanlar yazılmıştır.

          *  Yazarlar daha çok yaşadıkları ortamı anlatma yoluna gittikleri için konular, İstanbul’un çeşitli
            kesimlerinden alınmıştır.

          *  Ortaya koyulan edebî ürünlerin ağırlık noktasını aşk, tabiat, merhamet gibi ferdî konular ve
            psikolojik tahliller teşkil eder.
          *  Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir.

          *  Bu dönem romanlarında İstanbul’un aydın çevreleri ile saray ve konak yaşamı konu edinilmiştir.
            Romanın anlatımında Türkçenin söz dizimine uyulmayarak yeni anlatım olanakları aranmıştır.

          *  Bu dönemde romanda, romantizmin kimi izleri bulunmakla birlikte romanlar genel olarak rea-
            lizme bağlıdır. Yer yer natüralizmin de etkileri görülmüştür.
          Realizm: Realizm akımı XIX. yüzyılın ikinci yarısında romantizme tepki olarak doğmuştur. Bu akım
          duyguların ve hayallerin insanı yanılttığı, bu nedenle de gerçeklerin hiç değiştirilmeden, olduğu gibi
          yansıtılması gerektiğini savunur. Realist yazarlar eserlerinde olayın akışına müdahale etmezler ve
          roman kişilerine tarafsız bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Sanat sanat içindir anlayışının öne çıkarıl-
          dığı bu akımda gözleme dayaı gerçekçi betimlemeler söz konusudur. Dünya edebiyatında Stendhal,
          Balzac, Flaubert, Gogol, Dostoyevski, Tolstoy, Charles Dickens, Mark Twain gibi yazarlar realizm
          akımının temsilcileri arasında yer alır.

          Natüralizm: Realizmde savunulan gerçekliği daha ileri boyuta taşıyan bu akım romanı bilimsel
          hâle getiren ve bilimdeki neden sonuç ilişkisini romana uyarlayan bir özellik taşır. Natüralizme
          göre toplum bir laboratuvardır ve yazarlar bir bilim adamı gibi bu laboratuvarda deney yaparlar.
          Ayrıca bu akımda soya çekim kavramına oldukça önem verilir. Emile Zola natüralizmin en önemli
          temsilcisidir.
   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137