Page 192 - 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenin Ders Notları
P. 192
¦ §
19 GEZİ YAZISI
1922
* Yazar bu eserinde İstanbul’dan Stockholm’e kadar yaptığı tren yolculuğuna ve dönüşünde uğra-
dığı birçok Avrupa kentine ilişkin gözlem ve izlenimlerini anlatır. Ali Bey’in “Seyahat Jurnali” adlı
eseri de bu yüzyılın önemli gezi yazıları arasında sayılır.
* 1908’den sonra gezi türünden eserlerin sayısında önemli bir gelişme görülmektedir. Bunda okur
sayısının artışı yanında gezilerin daha kolay hâle gelmesi etkili olmuştur.
* Bu dönemde Ahmet Haşim’in “Frankfurt Seyahatnamesi”, Cenap Şahabettin’in Hicaz yolculu-
ğunu anlatan “Hac Yolunda” Suriye ve Irak’tan söz eden “Afak-ı Irak” ve bir Avrupa gezisinde
gördüklerini yansıtan “Avrupa Mektupları” adlı eserlerini gezi yazısı türünün başarılı örnekleri
EDİTÖR YAYINEVİ
arasında gösterebiliriz.
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE VE GÜNÜMÜZDE GEZİ YAZILARI
* Cumhuriyet Dönemi’nde edebiyatımızda gezi türünde nicelik ve nitelik yönünden büyük bir iler-
leme sağlanmıştır. Bu dönemin tanınmış gezi yazısı yazarları arasında önce Falih Rıfkı Atay’ı
anmamız gerekir. Atay’ın “Denizaşırı, Taymis Kıyıları, Bizim Akdeniz, Tuna Kıyıları, Hind, Yolcu
Defteri, Gezerek Gördüklerim” adlı eserleri ele alınan konular ile gerek gözlem gerekse anlatım
ustalığı bakımından ilginç ve değerli eserlerdir.
* Cumhuriyet Dönemi’nde gezi türünde eser veren diğer yazarlar arasında “İstanbul’dan Londra’ya
Şileple Yolculuk” ve “Akdeniz’de Bir Yaz Gezintisi” adlı kitaplarıyla Faik Sabri Duran’ı, “Finlandiya”
adlı kitabıyla Şükufe Nihal’i, “Tuna’dan Batıya” adlı eseriyle İsmail Habip Sevük’ü, “Anadolu Not-
ları” adlı iki ciltlik eseriyle Reşat Nuri Güntekin’i, “Anadolu Manzaraları” adlı kitabıyla Hikmet
Birand’ı sayabiliriz.
* Bu sanatçılar dışında gezi yazıları ve kitaplarıyla ün yapmış olanlar arasında “Mavi Yolculuk”
ve “Mavi Anadolu” isimli eserleriyle Azra Erhat’ı, “Düşsem Yollara Yollara” adlı eseriyle Haldun
Taner’i, “Sovyet Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan” adlı eseriyle Melih
Cevdet Anday’ı, “Canım Anadolu” adlı eseriyle Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu sayabiliriz.
SEYÂHATNAME
Erzurum’un Soğuğu
Halkın ağzında şöyle bir fıkra vardır: Bir dervişe “Nereden geliyorsun?” demişler. O da “Kar
rahmetinden geliyorum.” demiş. Bunun üzerine “O ne diyardır?” demişler. Derviş “Soğuktan insana
zulüm olan Erzurum’dur.” demiş. “Orada yaz olduğuna rast geldin mi?” demişler. Derviş “Vallahi 11
ay 29 gün sakin oldum. Halk hep yaz gelecek dedi. Ben göremedim.” demiş. Bir diğer fıkra da
şudur: Kedinin biri damdan diğer dama sıçrarken havada donup kalmış. Sekiz ay sonra don çözü-
lünce miyavlayarak yere düşmüş. Gerçekten de bir adamın eli yaş iken bir demir parçasına yapışsa
derhâl donar. Elini demirden koparmak ihtimali olmaz. Ancak bir miktar derisi yüzülerek demirden
kurtulabilir.