Page 88 - 9. Sınıf Türk Dili Edebiyatı Öğretmenin Ders Notları
P. 88

¦            §
            88                                                              MASAL / FABL
            88
             FABL TÜRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ

             DÜNYA EDEBİYATINDA FABL

          *  Fabl türüyle ilgili en eski ürünlere Doğu’da Hint edebiyatında Pançatantra masalları ile Kelile ve
            Dimne’de; Batı’da ise Aisopos (Ezop) Masalları’nda rastlamak mümkündür.
          *  Özellikle de Hint yazar Beydeba tarafından kaleme alınan Kelile ve Dimne bu türün ilk örnekleri
            arasında kabul edilmektedir.

          *  Ayrıca Batı’da ilk fabl yazarı olarak kabul edilen Ezop, düzenli olarak fabl yazıcılığının da baş-
          EDİTÖR YAYINEVİ
            latıcısı kabul edilir.
          *  Ezop’tan sonra Batı’da bu alanda büyük bir başarıya ve üne erişen Fransız yazar ve şair La
            Fontaine (1621-1695), bugüne kadar nesir olarak yazılmış ve anlatılmış Ezop Masalları’nı yeniden
            kaleme alıp manzum biçime çevirerek yetişkinlerin de bu türe ilgi duymasını sağlamıştır.



             TÜRK EDEBİYATINDA FABL
          *  Türk edebiyatında fabl niteliğindeki eserlere bakıldığında bu eserlerde Hint, İran ve Arap edebi-
            yatlarının etkilerinin olduğu görülür.

          *  Mevlana’nın XIII. yüzyılda yazdığı Mesnevi’de ve Gülşehri’nin XIV. yüzyılda yazdığı Mantıku’t
            Tayr adlı eserde fabl özelliği taşıyan bölümler vardır.

          *  Bunların dışında edebiyatımızda fabl türünün ilk örneği XV. yüzyılda Şeyhi tarafından yazılmış
            “Harname”dir.

          *  Bunun dışında XIX. yüzyılda Recaîzade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den “Horoz ile Tilki, Kurbağa
            ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca” gibi birçok çeviri yapmıştır.
          *  Ayrıca Cumhuriyet Dönemi’nde Orhan Veli de La Fontaine’den fabl çevirileri yaparak bu türün
            gelişimine katkıda bulunmuştur.



             MASAL - FABL KARŞILAŞTIRMASI
              * Fabllarda, masallarda olduğu gibi bir başlangıç (döşeme) yoktur; ayrıca masalın serüven ve
             tekrarlama isteği de fabllarda bulunmamaktadır.


              * Aralarındaki en önemli fark ise masalda sihirli, düşsel ve büyüleyici olan hâkimdir; fablda ise
             her şey olağan seyri içinde akar; büyü, sihir gibi şeylere başvurulmaz.


              * Fabllar daha akla yatkın ve gerçekçidir.

              * Ayrıca masallar düzyazı şeklinde yazılırken fabllar nazım biçiminde de yazılabilir.
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93