Page 159 - 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenin Ders Notları
P. 159

¦ TİYATRO §                                                               15959
                                                                                    1

          *  Mendille çeşitli taklitler yapar, sesini değiştirir, terini siler.

          *  Sopayı da oyunu başlatmak, seyirciyi sessiz olmaya çağırmak, kapıyı vurmak için ya da saz,
            süpürge, tüfek, at yerine kullanır.
          *  Bitiş aşamasında hikâyeden çıkan sonucu (kıssa) bildirir. Bir sonraki öykünün adını ve öyküyü
            nerede anlatacağını söyler.
          *  Meddahlıkta da diğer türlerde olduğu gibi yazılı bir metin bulunmaz.

          *  Meddahlık geleneği usta-çırak ilişkisi içinde varlığını devam ettirmiştir.
             *EDİTÖR YAYINEVİ
          *  Meddahlar yetiştirdikleri çıraklarla bu geleneğin devam etmesini sağlamışlardır.
          *  Tek kişilik gösteri olmaları yönüyle meddahlık ile günümüz sahne etkinliklerinden olan “stand - up”
            arasında benzerlikler vardır.

              NOTOT
              N
           Karagöz ve orta oyunu salt gösterimci birer tiyatro olmalarına karşın, meddahların seçtiği
           konulara  göre  benzetmeci,  gerçekçi  tiyatroyu  zorladığı  görülür.  Karagöz  ve  orta  oyununda
           seyirci için oyun oyundur, oyuncu da oyuncu; o nedenle oyun sırasında bir özdeşleşme, oyunun
           havasına kendini kaptırma göremeyiz. Oysa meddah, seçtiği konuya göre seyircide bir coşkunluk,
           üzüntü, merak, acıma duygusu yaratır.

                              TÜRK EDEBİYATINDA MODERN TİYATRO

             * Herhangi bir olay, durum veya tasarının sahnede canlandırılması amacı ile yazılmış eserlere
            “dramatik metin” denir. Bu metinlerin sahnede canlandırılması ile ortaya çıkan sanat da tiyatro
            olarak adlandırılır.

             * Tiyatro belirli bir metne dayalı olarak sahnelendiği için hem edebî bir tür hem de güzel sanatların
            bir dalı olarak değerlendirilir.

            Tiyatro metinleri genellikle sahnede canlandırılmak üzere yazılır ancak çok nadir de olsa sadece
            okunmak üzere kaleme alınmış tiyatro eserleri de bulunmaktadır.
             * Tiyatro pek çok diğer sanat dalı gibi dinî törenlerden doğmuş, zamanla bu niteliğinden sıyrılarak
            bir sanat hâline gelmiştir.

             * Tiyatronun kökeninin, insanın doğa olaylarını kendi beden hareketleriyle temsil etme çabalarına
            dayandığı söylenebilir.
             * Batılı anlamda tiyatro türü Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde girmiştir. Tanzimat’a kadar
            Türk edebiyatında Karagöz, kukla, orta oyunu ve meddah hikâyeleri, köy seyirlik oyunları gibi
            türler tiyatro türünün yerini tutmuştur.

             * Şinasi’nin “Şair Evlenmesi” adlı eseri, Batılı anlamda tiyatronun edebiyatımızdaki ilk örneği kabul
            edilir. Namık Kemal’in yazdığı “Vatan yahut Silistre” adlı tiyatro eseri ise edebiyatımızda sahne-
            lenen ilk tiyatro eseridir.
   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164