Page 176 - 10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenin Ders Notları
P. 176

¦            §
            1 17676                                                         ANI (HATIRA)

          13.
                  A A
                    Geçen otuz yıllık geçmişe doğru ne zaman başımı çevirsem o tepeyi bir türlü gözden kaybede-
                    mem. Öne gelir, geriye gider, yana kaçar, öyle olur ki ondan başka bir şey görünmez, o kadar
                    kaplayıcıdır. Olur ki hiç olmazsa ta uzaktan gölgesi vurur, fakat hatıralarımı o tepenin hükmü
                    veya etkisi altından kurtaramam.



                  B B
                    Efes'ten Söke'ye giden yol yer yer düzeltiliyor, genişletiliyor. Selçuk'la Kuşadası arasında nice
                    nice kumsallar var. Akdeniz'i müjdeleyen masmavi bir deniz ıssız kıyılarda köpüklenip duruyor.
          EDİTÖR YAYINEVİ
                    Ufukta Sisam adasının oynak çizgileri beliriyor. Kilometrelerce uzanan bu kıyılarda turistik
                    oteller, şipşirin evler, renk renk tenteli lokantalar, gazinolar, plajlar hayal ederken, bir de
                    bakıyorsunuz  üç beş Yörük çadırı, kapkara bir sefalet manzarası.


                  C C
                    “Kuzum, senin yaşın bu kadar genç. Öyle olduğu halde bütün bu eski şeyleri nereden seviyorsun?”
                    diye sordu. Mümtaz o zaman ona İhsan ağabeyi anlattı. Gençliğinde Paris’te Jaures’in peşinden
                    bir zamanlar nasıl ayrılmadığını, sonra Balkan Harbi içinde İstanbul’a dönüşünde birdenbire nasıl
                    değiştiğini, nasıl kendi hayatımızın kaynakları etrafında dolaştığını, onları şahsi bir tecrübe gibi
                    yaşamaktan nasıl bıkmadığını söyledi.



                  D D
                     O gün yazıhaneye girdiğimde, odanın ortasındaki bir koltuğa oturmuş, ayaklarını orta-
                     daki yuvarlak masaya uzatmış, bir kitap okuyordu. Sait Faik’i bu, elinde kitapla ilk ve son
                     görüşümdür. Anladığıma göre onu böyle elinde kitapla görmem çok canımı sıktı. Merak bu
                     ya, ben de inadına eğilip -elimde olmayarak- kitaba bakmıştım: Dostoyevski’nin Budala
                     adlı romanının Fransızcaya çevrisiydi.


                  E E
                    Bende  kitap  merakının  ne  zaman  başladığını  bulmak  için  gözlerimi  geçmişe  çevirdiğimde
                    çocukluğuma kadar inmek gereğini duyuyorum. İlk kitaplığım, elime geçirebildiğim bir ayak-
                    kabı kutusu olmuştur. Bütün özen ve dikkatimle burada sakladığım değerler de sanırım
                    sokaklarda sayılan destanlar, Âşık Garip ve Kerem hikâyeleri idi. Daha sonraları, marangoz
                    yapısı ufak bir kitaplığım olduğu vakit de oynarken içine girebilecek kadar küçüktüm.


             Bu metinlerle ilgili;
             I.  A ve E metinlerinin türleri aynıdır.

             II.  C metninin türü hikâyedir.
             III. Yalnızca bir metin kurgusal özellikler taşımaktadır.
             IV.  A metni, öyküleyici anlatım ile yazılmıştır.
             V.  B metni, anı türünün örneğidir.
             yargılarından hangileri söylenemez?

             A) I ve II      B) III ve IV     C) Yalnız IV    D) IV ve V      E) I, IV ve V
   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181