Page 125 - MİMAR ve MÜHENDİSİN İNŞAAT EL KİTABI BORDO KİTAP - DATA YAYINLARI
P. 125

CEE: BORDO KİTAP                                 1379
                                                              olmaktadır.  Kırsal  bölge  ekonomisi,  gelenekleri,
                                   119                           Sistem  gereği  teknolojinin  yerinde  ve  bilinçli
                                                              alışkanlıkları hasar açısından önemli kaynaklardır.
                                                              kullanılması  ihmal  edildiğinde  felaketlerin  boyutu
                                                              ağırlaşmaktadır.
                                                                                                    deprem
                                                                                         Çaldıran
                                                                               Örneğin;
                                                              raporlarının,  bölge  yapı  sistemlerinden  betonarme
                                                              yapıların ağır hasar gördüğünü, yığma kerpiç yapıların
                                                              da   daha   az   hasar   gördüğünün   saptamaları
                                               DEPREM         belirtilmektedir.  Buna  karşın  2002  Afyonkarahisar
                                                              depreminde kerpiç yapılarının can kaybı oluşturduğunu
                                                              ve tümünün oturulmaz biçimde yıkıldığı bilinmektedir.
                                                                 Ülkemiz genelinde bölgelere ve yapısal konumlara
               DATA YAYINLARI
                                                              bakıldığında deprem bölgesi için önerilmeyecek sistem
                                                              ve  gereçlerin  bilinçsizce  oluşturulduğu  ve  bu  nedenle
                                                              her  depremin  çok  ağır  kayıplar  yaratmasını  doğal
                                                              sonuç olarak kabul edebiliriz.
                                                                 1999 Marmara Depremi, yapı sektöründe ciddi bir
                                                              değişim   ve   kalitenin   sorgulanması   gerekliliğini
                                                              vurgulamıştır.  Bölgelere  göre  yeni  yapılaşmanın
                                                              taşıyıcı sistem değişimi, farklı sistemlere bakış açısı ve
                                                              yaklaşım önem kazanmıştır.
                                                                 Yer kabuğu içindeki bir kaynaktan ani olarak çıkan
                                                              titreşimlerin  dalgalar  halinde  yayılarak  geçtikleri
                                                              ortamları  ve  yer  yüzeyini  sarsma  olayına  "deprem"
                                                              denir.  Yıkıcı  depremler  belli  zaman  aralıkları  ile
                                                              olmaktadır.  Örneğin  her  30-50  yılda  bir  gibi.
                                                              Günümüzde  depremler  hakkında  birçok  istatistik
                  Türkiye, Alp-Himalaya deprem kuşağında yer alan   bilgiler elde edilmesine karşın hangi gün ve saatte ve
               bir  deprem  ülkesidir.  Nüfusun  %95’inin  tehlikeli   hangi  yerde-noktada  olacağı  ile  büyüklüğü/şiddeti
               bölgelerde yaşadığı bir ülkede, sanayi de başta olmak   bilinememektedir.  Bu  nedenle  her  an  deprem
               üzere  yapısal  yoğunluk  olarak  da  %98’inin  deprem   olacakmış  gibi  gerekli  önlemlerin  alınması  bir
               bölgelerinde olduğu için; konu her açıdan olduğu kadar   zorunluluktur.
               mimari  açıdan  da çok önem  taşır.  Deprem  nedeni  ile   Deprem  doğal  bir  afettir.  Oluşumunda  oldukça
               oluşacak yapısal hasarları en aza indirmek, mimar ve   yüksek  kuvvetler  doğar.  Bu  kuvvetler  binalarımızın
               mühendislerin tasarım ve uygulamaya yönelik başlıca   taşıyıcı sistemlerini zorlar. Taşıyıcı sistemlerde gerekli
               konularından biridir.                          önlemler  alınmamış  ve  üzerindeki  fazla  statik  yükün
                  Deprem   bilimi   açısından   devlet   politikası   bulunması durumunda binaya etkiyen bu yatay ve/veya
               programında oluşturulamamış eğitim, yapısal kurallara   düşey  kuvvetler  sistemin  yıkılmasına  (elemanın
               uymayan  tasarım,  yapım  ilkeleri,  niteliksiz  gereç  ve   patlamasına-kesilmesine-kaymasına   vd.)   neden
               işçiliklerle   depreme   karşı   dayanıksız   binalar   olmaktadır. Bu nedenle binalarımızın statik (ölü) yükleri
               oluşturulmuştur.                               mümkün mertebe az olmalıdır.
                  Bugünün  Türkiye’sinde  konu  ile  ilgili  meslek   Depremlerin   incelenmesinde   genel   amaç,
               adamları   ve   odalarının   yeterince   sorumlu   depremin  önüne  geçmek  değil,  olası  depremlerde  en
               davranmamaları   yanı   sıra,   devlet   denetiminin   az  hasarla  olayı  atlatmadır.  Araştırmalar  muhtemel
               yetersizliği kaygıları arttırmaktadır. Depremin yapılarda   depremlerde can ve mal kayıplarını en aza indirmekle
               doğrudan  birtakım  kuvvetler  oluşturmasından  dolayı   beraber depreme dayanıklı yapıların nasıl olacağı veya
               yapı  sistemlerinin  bu  güçlere  direnç  gösterecek   nasıl olması gerektiğini de bir ölçüde ortaya koymaya
               biçimde  yapılmaları  gerekir.  Taşıyıcı  sistem,  yapı   yöneliktir.
               sistemi,  gereç  seçim  ve  uygulamasında  izlenen   Depremler   tektonik   hareketler   ve   volkanik
               bilinçsiz  yaklaşımlardan  dolayı,  deprem  güçlerine   hareketler sonucu oluştuğu gibi yeraltındaki boşlukların
               direnç  gösteremeyenler  yıkılmakta  veya  ağır  hasar   (mağara gibi), kömür ocağı galerilerinin, tuzlu ve alçılı
               görmektedir.  Sonuçta mal ve can kayıpları  oluşmakta   arazilerdeki   erimeler   sonucu   olan   boşlukların
               ve bu izleri yok etmek zaman almakta çoğu zaman da   tavanlarının çökmesi neticesinde de oluşabilir. Ancak,
               hiç  giderilememektedir.  Ülkemizde  mal  ve  can  kaybı   bu  tip  depremler  belli  küçük  bir  alanı  etkilemektedir.
               çoğunlukla  kırsal  bölgelerde  üretilen  konutlarda   Büyük heyelanların da belli bir yerde yer sarsıntılarına
                                                              neden  olduğu  bilinmektedir.  Depremlerin  Rihter
   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130