Page 147 - 10. SINIF VIP TÜM DERSLER KONU ANLATIMLI - EDİTÖR YAYINLARI
P. 147

İSLAM
            İSLAMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATIİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI  1. ÜNİTE  147
            •   Türkler İslamiyet’le tanıştıktan sonra 10. yüzyılda, kitleler hâlinde İslamiyet’i benimsemişlerdir ve bu durum her
               alanda olduğu gibi edebî hayatta da birtakım değişiklikleri beraberinde getirmiştir.
            •   Karahanlı Devleti döneminde İslamiyet devletin resmî dini olarak kabul edilmiştir. İlk Türk-İslam ürünleri de bu dö-
               nemde yani X-XI. yüzyılda verilmeye başlanmıştır.
            •   Bu dönemle birlikte edebî ürünlerde Arapça ve Farsça ağırlıklı bir dil kullanılmıştır.

            •   Ayrıca İslamiyet'in kabulünden sonra Türk edebiyatı öncelikle geçiş dönemi olarak adlandırılan bir dönemi yaşamış
               ve daha sonra divan edebiyatı ve halk edebiyatı olmak üzere iki koldan gelişimini devam ettirmiştir.
                 › İslamiyet kabul edildikten sonra kaleme alınan ve ilk Türk-İslam eserleri (geçiş dönemi eserleri) olarak bilinen
                 eserler ve yazarları şunlardır:
       EDİTÖR YAYINLARI
                 Kutadgu Bilig      →   Yusuf Has Hacip        Dîvânu Lugâti’t-Türk →   Kaşgarlı Mahmut
                 Atabetü’l-Hakayık   →   Edip Ahmet Yükneki       Divan-ı Hikmet     →   Ahmet Yesevi






                           KUTADGU BİLİG'DEN                         ATABETÜ'L HAKAYIK'TAN
                          Kişig til agırlar bulur kut kişi             Süngekke yilig teg erenke bilig
                          Kişig til uçuzlar barır er başı              Aren körki al ol süngekning yilig
                                                                       Bilgiszi yiligsiz süngek leg hali
                                                                       Yiligsiz süngekke sunulmaz elig


                 › Yüksek zümre edebiyatı da denen divan edebiyatında eserlerde sanatlı bir dil ve aruz ölçüsü kullanılmış, Arapça
                 ve Farsça sözcüklere çok yer verilmiştir. Divan edebiyatı sanatçıları eğitimli, Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen
                 sanatçılardır.




                                  GAZEL                                       KASİDE
                  Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devrân bî sükûn  Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü behâdır
                  Derd çoh hem-derd yoh düşmen kavi tâli zebûn  Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır

                  Sâye-i ümmîd zâ'il âfıtâb-ı şevk germ        Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında
                  Rütbe-i idbâr âlî pâye-i tedbîr dûn          Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır


                 › Halk edebiyatı ise İslamiyet öncesi Türk edebiyatının devamı niteliğindedir. Halk edebiyatında sade ve anlaşılır
                 bir dille eserler verilmiştir. Halk edebiyatı sanatçıları, daha çok usta-çırak ilişkisiyle yetişmiştir ve “âşık” olarak
                 adlandırılmışlardır. Halk edebiyatı anonim halk edebiyatı, dinî-tasavvufi halk edebiyatı ve âşık edebiyatı olmak
                 üzere üç kolda gelişmiştir.





                                 KOŞMA                                         MANİ
                        Karac'oğlan der ki geçti çağlarım            Dağlarda gezer oldum
                        Meyva vermez oldu gönül bağlarım             Okuyup yazar oldum
                        Aklıma geldikçe durmaz ağlarım               Ben bir güzel uğruna
                        Gözüm yaşı sel olduğu zamandır               Kuruyup gazel oldum
   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152