Page 11 - tyt-konsensus-felsefe
P. 11
Bilgi Felsefesi Test - 12
1. W. James’e göre bir bilginin hangi kaynaktan elde edil- 3. Görme yoluyla ışık ve rengin, çeşitli dereceleri ve fark-
diği, kimler tarafından hangi şartlarda üretildiği önemli lılıkları hakkında fikre sahip oluruz. Dokunma ile yumu-
değildir. Önemli olan bu bilginin insan hayatımda bir işe şağı ve serti, sıcağı ve soğuğu algılarız. Koku alma ko-
yaraması, sonuçta bir fayda sağlamasıdır. Yoksa en titiz kuları, tat almak tatları, işitme sesleri bize öğretir. Çeşitli
çalışmalarla üretilen en doğru iddiasıyla ortaya atılan fikirler birbiriyle bir arada gözlemlendikleri için, onlara
bilgiler insan hayatında bir problemi çözmediği sürece ortak bir ad verir ve onları bir şey sayarız. Elma, ağaç,
anlamsız ve yanlıştır. taş, deniz gibi.
W. James’e göre aşağıdakilerden hangisi doğru bil- Bu parçaya göre bilgiye aşağıdaki yollardan hangisi
ginin ölçütlerinden değildir? ile ulaşılabilir?
EDİTÖR YAYINEVİ
A) Fayda Sağlama B) Sonuçta işe yarama A) Deney B) Duyumlar C) Sezgi
C) Problem çözme D) Akla uygunluk D) Şüphe E) Fayda
E) Yararlı olma
2. Hegel, düşüncede ilerlemeyi sağladığımız yollardan bi-
rinin, bir düşünce ile karşıtı arasındaki çatışma olduğu-
nu düşünüyordu. Hegel, kendi diyalektik yöntemini takip 4. Eğer pembe gözlük takıyorsanız, görsel deneyiminizin
ederek hakikate yaklaşabileceğimizi söyler. Önce bir her yönü renklenecektir. Onu takıyor olduğunuzu unu-
düşünce -tez- ortaya atılır. Sonra karşısına karşıtı konur. tabilirsiniz, ama hala gördüklerinizi etkilemeye devam
Bu, ilk düşünceye meydan okuyan, onun antitezi olan eder. Immanuel Kant, hepimizin dünyayı bunun gibi bir
görüştür. İki konumun bu çatışmasından, her ikisini de filtreden geçirerek anladığına ve böyle yaşadığına ina-
hesaba katan daha karmaşık üçüncü bir konum, ikisinin nıyordu. Filtre, insan zihnidir. Her şeyi nasıl deneyimle-
sentezi olarak ortaya çıkar. Sonrasında bu durum sık- yeceğimizi belirler ve o deneyime belirli bir şekil yükler.
lıkla süreci tekrar başlatır. Yani sentez bir teze dönüşür, Algıladığımız her şey zaman ve mekan içinde gerçek-
karşısına bir antitez çıkarılır. Tin kendi kendisini eksiksiz leşir ve her değişimin bir nedeni vardır. Dolayısıyla da
bir biçimde anlayana dek süreç devam eder. tüm duyum ve algı verilerimiz bize hem bilgi verir hem
de zihnimiz ve akıl ilkeleri tarafından yeniden şekillendi-
Hegel’e göre doğru bilginin üretilmesiyle ilgili aşağı-
rilerek dünyamızı anlamlandırır.
dakilerden hangisi söylenebilir?
Parçadan Kant’ın bilgi teorisiyle ilgili aşağıdakiler-
A) Doğru bilgi somut ve olgusal dünyadan bilim tarafın-
den hangisine ulaşılabilir?
dan üretilebilir.
B) Doğru bilgi her fikrin, zıddını üretmesi ve bu yeni dü- A) Yalnız duyu organlarını ve duyum sonuçlarını esas
şünceyle birleşmesi neticesinde oluşur. aldığı
C) Doğru bilgi, sonuçta bu bilginin hayata katkısı, fayda- B) Bilginin oluşumunda duyu organları ve aklın ikisinin
sı değerlendirilerek tespit edilir. de gereğine inandığı
D) Doğruluk hiçbir zaman insan tarafından tespit edile- C) Yalnız aklı ve soyut düşünceyi temel aldığı
meyecek bir durumdur. D) Tanrısal kaynaklı sezgi ve içsel inanışı temellendirdiği
E) Doğru bilgi ancak saf aklın kriterleri ile duyum sonuç- E) Doğru bilginin yalnızca olgusal ve somut alandan
larının birleşmesiyle oluşur. elde edileceğini düşündüğü
"Doğru bilgi mümkün değildir" diyen - Protagoras’a göre bilgiler duyu algısına dayanır. Algılar, kişinin o andaki du-
Septizm: Doğru bilginin mümkün olmadığını savunan görüşe Septisizm (şüphe- rumuna bağlıdır. İnsan için doğru, ancak gördüğü, duyduğu ve hissettiğidir. Bu
cilik) denir. İlk septik görüşleri Herakleitos, Parmenides, Elealı Zenon Empedok- görüşlerini “İnsan her şeyin ölçüsüdür” sözü ile özetler.
les ve Demokritos’ta görmekteyiz. Daha sonra MÖ 5.yy’da Sofistler sistemli bir
şekilde septisizm görüşleri bildirmiştir. - Gorgias sadece bilginin imkânsızlığını reddetmekle kalmaz, varlığın kendisini
Sofistler: Sofistler para karşılığında dil (hitabet), siyaset vb. konuda ders veren de inkâr eder. Ona göre varlık yoktur ve bilinecek bir şey yoktur. Görüşlerini
gezgin öğretmenlerdi. Sofistler, kesin ve mutlak bilginin olamayacağını, insanla- Nihilizm’e (Hiççilik) kaydırmıştır.
rın algılarının göreceli (rölativist) olduğunu savunmuşlardır. En ünlüleri Protago-
ras (MÖ 480-410) ve Gorgias (MÖ 483-376)’dır.
27